BİTKİLERİN 10 BİN BAKIM VAKTİ GELDİ: HOŞGELDİN BAHAR
Koronavirüs nedeni ile küresel çapta ve çekirdek yaşamlarımızda tüm düzenlerin değiştiği, eski alışkanlıklarımızın yerine yenilerini koymak için arayış içinde olduğumuz şu günlerde, insanın hem kendi doğasına hem de gezegenimize çok iyi bakması gerektiğini bir kez daha çok somut bir şekilde anladık. Hazır evlerimizde kendi kabuğumuza çekilmiş, bahar ayı da kapısını hafifçe aralamışken bitkilerimize 10.000 bakımlarını yapmak için daha uygun bir zaman olamaz diye düşünüyoruz.
“Ziller bitkilerimize bakım yapmak için çalıyor.”
İç mekân bitkilerimizin temel olarak ihtiyaçlarını saymak gerekirse öncelikli olarak; uygun ortam sıcaklığını sağlama, mutlu olduğu ışıkta konumlandırma, nem ve su ihtiyacını yeterli ölçüde karşılama, uygun toprak karışımı ve saksı seçimi olarak sayabiliriz. Kış mevsimini bitkiler için uyku veya dinlenme zamanı olarak tanımladığımız, bitkilerin gelişimini minimum seviyeye indirdiği, bu nedenle de su ve besin ihtiyacının azaldığı bir periyot olarak değerlendirmekteyiz. Bu dönemde ise bahar ayının gelişi ile birlikte, bitkilerimiz için uykudan uyanma, canlanma, çiçeklenme ve büyüme zamanlarına adım atmış bulunuyoruz. Yani ziller bitkilerimize bakım yapmak için çalıyor. Aşağıda ayrıntılarını verdiğimiz adımları uygulamak için tam zamanı.
1. SİZİN EVDE ÇÖPLERİ KİM ÇIKARIYOR? DAHA TOZLAR ALINACAK
Bitkilerimizin yapraklarının kuruyarak dökülmesi, özellikle altta kalan yapraklarının daha az ışık almasından dolayı daha zayıf olması ve sararması, bazı dalların boynunu bükmesi, bazı yaprakların soluklaşması ve sönükleşmesi normal, panik yapmaya gerek yok. Genel itibariyle gövdesinde yumuşama yoksa, kökleri çürümediyse, bitkiniz sizden sadece çöplerini atmanızı istiyor. Doğada bitkilerin düşen yaprakları yine doğadaki diğer canlılar ve böcekler tarafından besin olarak kullanılıp toprağa gübre halinde geri döner ve muazzam döngü bitki ve toprak için besleyici bir zincirdir. Ancak ev bitkilerimizde düşen yaprakları gübreye dönüştürecek başka canlı olmadığı için bu döküntülerin temizlenmesi gerekir. O nedenle bu bakım sürecinde öncelikle, bitkilerinizin toprağının üstüne düşen yapraklardan, kuruyan dallardan bitkinizi temizlemelisiniz. Bu aşamada mutlaka, bitkinizde ekstra böceklenme, küflenme, un biti vb. hastalık belirtisi var mı diye kontrol etmelisiniz.
“Bitklilerin 10.000 bakımlarını yapmak için daha uygun bir zaman olamaz diye düşünüyoruz.”
Şayet hastalık varsa, tedavi için standart temizleme dışında bitkiyi kurtarıcı başka hamleler yapmak lazım. Bu başka bir konu olduğu için, bitkinizin sağlıklı olduğunu varsayarak ikinci işimiz olan toz almaya geçebiliriz. Evimizin temizliğini yaparken elimizdeki toz bezini biraz da bitkilerimiz için çalıştırmak gerekecek. Özellikle geniş yapraklı kauçuk, deve tabanı, starliçe vb. bitkilerin; yapraklarının üzerinde toz birikmektedir. Bu tozlar temizlenmediğinde ılığın yapraklara ulaşmasını engeller ve bitkinin fotosentez kalitesi düşmektedir. O nedenle bu tarz bitkilerinizin yapraklarının haftada bir defa ıslak bir bez yardımı ile temizlenmesi önemlidir. Bahar temizliği yaparken toz alma kısmını da aradan çıkarmakta fayda var. Ek olarak, bu tarz bitkilerin yaprakları parlasın diye yağ sürmek veya kimyasal bir madde içeren bezle silmek uygun değildir, aklınızda olsun. Bu temizlik sürecine, bitkinizi duş başlığı ile yoğun bir temizleme adımını ekleyebilirsin.
“Bitkiniz yer değişimi için size sinyal veriyor olabilir.”
2. KUAFÖRÜNÜN ADINI VERİR MİSİN?
Saçlarınızın ucundaki kırıklar arttığında ve sağlıksız bir hale geldiğinde, kuaförünüzün saç uçlarınızı kesmesi bile saçlarınızın görüntüsünü ve sağlığını anında olumlu şekilde etkilemektedir. Bitkilerin budanmasını da aynı şekilde düşünebilirsiniz. Ficus Benjamin veya Ficus Ginseng gibi mini ağaç şeklindeki bitkilerinizin kuruyan dallarını mutlaka steril bir budama makası (veya standart makas) ile kesmelisiniz. Bu işlemi yaparken endişelenmeyen, bitkiniz sağlıklı yeni gövdeler verecektir. Bunun dışında, salt yeşil yapraklı bitkilerinizin; sararan, kahverengiye dönen yapraklarını da mutlaka kesmelisiniz. Çünkü emin olun bu kısımlar geri gelmeyecek ve bitkinizi sararan yapraklarını onarmak için boşuna enerji harcamasından kurtarmış olacaksınız.
3. BU EVE SIĞMAZ OLDUM, TAŞINMA ZAMANI
Bahar ayları bitkilerinizin saksı değişimine ihtiyaç olup olmadığını kontrol etmek, varsa bitkiyi yeni yuvasına taşımak için çok uygundur. Kış uykusundan uyanan bitkileriniz kollarını ve bacaklarını germeye başlayıp, kabına sığmaz olurlar. O nedenle, her yıl olmasa bile 2 yılda bir bitkinizin ihtiyacına göre bir boy büyük saksıya geçmek bitkinizin daha sağlıklı büyümesine katkı sağlayacaktır. Peki bitkinizin yeni bir eve ihtiyacı olup olmadığını nasıl anlarsınız? Bitkiniz plastik bir saksı içinde ve patlayacak gibi şiş duruyorsa kabına sığmıyor demektir. Bunun dışında, saksılarınızın alt kısmını (saksılarının altı delikli ise) bitkilerinizin kökleri dışarı taşmış mı diye kontrol edebilirsiniz. Bazı bitkilerin kökleri (örneğin zamioculcas gibi yumru kökler) toprağın üstüne de taşabilir. Şayet uzayan, sarkan kökler varsa bitkiniz yer değişimi için size sinyal veriyor olabilir. Ancak her bitki, büyük ve derin saksılarda mutlu olamazlar, bunu da unutmayın. Örneğin; Kauçuk, Ficus Benjamin, Draceana Marginata gibi bitkilerin kökleri saksı içinde biraz sıkışık vaziyette olmalıdır. Veyahut kaktüslerin kökleri çok gelişmediği için derin saksılar onlara göre değildir. Bu kontrolleri yaptıktan ve bitkinizin kök yapısını araştırdıktan sonra, bitkinizi bir büyük boy saksıya taşıyabilirsiniz.
“Kış uykusundan uyanan bitkileriniz kollarını ve bacaklarını germeye başlayıp, kabına sığmaz olurlar.”
Bu işlemi yaparken önceki toprağını mümkün olduğunca nazikçe temizlemek, avcunuzda toprağı hafifçe sıkmak ve kökleri canlandırmak bitkinize taşınacağı sinyalini verecektir. Bitkiniz yer değiştirmeyi çok sevmeyen bir türse veya sadece birkaç kökü uzamışsa bu kökleri budayabilir, sadece saksının üst katmanına toprak ekleyebilirsiniz. Bitkinize uygun toprak karışımı hazırlamak en önemli adımlardan biridir. Bu konuda, çok kabaca; su ve nemli ortam seven bitkiler ile tropik bitkiler için daha az geçirgen, suyu tutan bir toprak karışımı, sukulent ve sukulent gibi davranan bitkiler için geçirgen yani gevşek topraklar hazırlamalısınız. Genelde toprak karışımları için, bahçe toprağı ve torf toprağına istediğiniz geçirgenliği sağlayacak ölçüde ve oranda; çakıl taşı, dere kumu, perlit, pomza, vermikülit, hidrokültür, aktif karbon vb. ek malzemeler eklenmeli ve bitkileriniz için yeni sağlıklı ortam oluşturulmalıdır.
” Baharla uyanan bitkilerimiz, bizim de içimizi yeniden harekete geçirip, zor günlerin üstesinden bitkilerden feyz alarak gelmemizi sağlayacaktır”
“Bitkilerinizi gözlemlemek, değişen ortam koşullarına göre ihtiyaçlarını karşılamak çok zevkli, bunun tadını çıkarın.”
4. BİZİM MAHALLE ARTIK BANA GÖRE DEĞİL
Bitkileriniz için hayati önem taşıyan sıcaklık, nem ve ışık koşullarına göre bitkinizi konumlandırmak; mevsimsel olarak değişiklik göstermektedir. Kışın güneşlenme süresi azaldığı için bitkilerinizin çoğunu pencere kenarına yaklaştırmış, nem seven bitkilerinizi ısıtıcılardan uzak tutmuş olabilirsiniz. Şimdi sıra, evini değiştirdiğiniz bitkiyi doğru araziye yerleştirme zamanı. Günler uzadıkça özellikle güney ve batı cephelere bakan pencerelere sızan güneş ışınları çoğalacak. Birçok bitkinin yaprakları direkt güneş ışığında yanar, o nedenle bitkilerimizi yerinden taşımamız gerekecektir. Tropik bitkileri, gölge seven bitkilerinizi yakıcı güneşten korumak için, pencerenizden 1.5-2 metre uzağa taşıyabilirsiniz. Kaktüs ve sukulentler ise çöl bitkileri olduğu için güneş sever bitki türlerindendir ve onları pencereye yaklaştırabilirsiniz. Bu dönemde bitkilerinizi daha sık havalandırmalı, sulama sıklığını da yavaş yavaş arttırmalısınız. Yine yaza doğru çalışmaya başlayacak klimalardan ise tüm bitkilerinizi uzak tutmalısınız. Ortamı kurutan ve yapay hava akımı yaratan klimalar ile bitkilerimiz iyi anlaşamazlar. Ek olarak, bitkilerinizi birbirlerine gölge yapmayacak şekilde, farklı yüksekliklerde konumlandırmanız, hem dekoratif duracak hem de birbirlerinin ışıklarına engel olmayacaklardır. Bitkilerinizi gözlemlemek, değişen ortam koşullarına göre ihtiyaçlarını karşılamak çok zevkli, bunun tadını çıkarın.
5. BESLENME ÇANTANIZDA NELER VAR?
Bitkiler sonbahar ve kış aylarında yukarıda bahsettiğimiz için uykuya geçtiklerinde ekstra gübre ve besine ihtiyaç duymazlar. Hatta kışın fazla gübre verirseniz köklerini yakabilirsiniz, bu konuda dikkatli olmakta fayda var. Ancak şu anda kış mahmurluğundan uyanan bitkileriniz çok aç olduğuna emin olabilirsiniz. Toprak içerisinde bulunan minerallerden başlıca olanları; sodyum, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum ve alüminyum olarak sayabiliriz. Bahar aylarında toprakta zamanla kaybolan mineral ve besinleri bizlerin dışarıdan takviye etmemiz gerekmektedir. Hazır satılan sıvı gübreleri su ile seyrelterek sulama kabı ile toprağa ve fıs fıs yaparak yapraklarına 2-3 haftada bir uygulama yaptığınızda bitkileriniz bahara daha da coşkulu uyanacaktır. Bunların dışında kompost yapımını biliyorsanız, evdeki organik atıklarınız da bitkileriniz için besin haline gelebilir.
Bitkilerin mucizevi dünyasının içine dalmak, onları gözlemlemek, onları canlandırmak hepimize iyi gelecek. Kuruyan dalının yerine yeni çıkan bir filiz, sararan ve dökülen yapraklarının yeniden yeşermesini görmek umudumuzu ve yaşama gücümüzü besleyecek. Baharla uyanan bitkilerimiz, bizim de içimizi yeniden harekete geçirip, zor günlerin üstesinden bitkilerden feyz alarak gelmemizi sağlayacaktır. Hepimize bol yeşil ve umut dolu günler dileğiyle.